"Babam 1938 yılında, sanırım dört bin liraya bu otomobili almıştı. Istanbul'un en güzel arabalarından biriydi .
Mutat olduğu üzere her yaz Kayseri'ye gidiyorduk.Babam bu arabayı da Kayseri'ye götürmek istedi .Ancak İstanbul -Kayseri arasında doğru dürüst bir yol yoktu .Yollar toprak ,kıvrım kıvrım ve engebeliydi .Bu nedenle yaz gelince arabayı trenle Kayseri'ye götürdük ve Kayseri -Talas arasında bu arabayla gidip geldik.
1939 yılında İkinci Dünya Harbi çıkınca mevzuat gereği devlet bütün özel arabalara el koydu.Babama da ,bizim arabanın Birinci Ordu Komutanlığı emrine tahsis edildiğini, gerektiğinde el konacağını bildirdiler.
Bir süre sonra bir jip ile komutanın yaveri ve birkaç asker gelmiş, ve arabayı alıp götürmüşler.
Arabaya el konduktan iki gün sonra ,Birinci Ordu Komutanının emir subayı gelip babama bin veya bin beş yüz liralık bir çek vermiş. Babam da "bu para arabanın karşılığı değil, ayrıca, maden devletin bu arabaya ihtiyacı var ,feda olsun "demiş ve çeki kabul etmemiş.
Harp bittikten sonra Hükümet, arabasına el konan insanlara , ilk ithal edilen otomobilleri öncelikle satın alma hakkını verdi .Babam da bu haktan yararlanarak 1947 yılında 6.500 liraya 1946 model bir Ford araba satın aldı. "
Anlatan :Dr. Sait Molu.
Toprak Ağalığından Sanayiciliğe Molu Ailesi.
Yorumlar
0 comment